Türkiye’nin voleybolda nasıl zirveye çıktığını açıkladı

1928 yılının bir pazar günü Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı’nın maçını izlemeye gidenler gözlerine inanamadı.
Beş erkeğin arasında bir kadın vardı.
O, cumhuriyetin ilk kadın inşaat mühendisi ve ilk kadın voleybolcusu Sabiha Rıfat Gürayman’dı.
Bir yıl önce bir kadın voleybol takımı kurmuş ama rakip olmadığı için o takım dağılmıştı.
Gürayman yılmaz bir sporcuydu.
Yüreğindeki voleybol sevgisini gidermek için çalmadığı kapı bırakmadı.
Sonunda Fenerbahçe formasıyla erkeklerle birlikte oynamayı başardı.
Çok başarılı oldu.
İstanbul şampiyonluğunu kazanan takımda 5 erkek voleybolcuyla birlikte ter dökmüştü.
Smaçları seyirciyi büyülemişti.
Tribünler ona “Uçan Parmak” dediler.
Güralman’ın kadın voleybolunda attığı bu sağlam temel yıllar içinde yıkılmaz bir abideye dönüştü.

KULÜPLERLE BAŞLAYAN YÜKSELİŞ

Kadınların voleybolda manşetleri süslemesi özellikle Eczacıbaşı, Vakıfbank ve Fenerbahçe’nin bu dalda büyük yatırımlar yapıp, büyük zaferler kazanmasıyla başladı.
Eczacıbaşı Kadın Voleybol Takımı, 1972-1973 sezonundan başlayarak, 17 kez arka arkaya Türkiye Şampiyonluğunu kazanarak bir rekor kırdı.
O kadınlar 1980 yılında da Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Avrupa ikinciliğini elde etti.
Sonra Vakıfbank ve Fenerbahçe kulüpleri de rekabete girdi. 1984/85 sezonunda kadınlar voleybol liginin kurulmasıyla ilgi zirve yaptı.
Kulüpler liselerde yetişmiş kadın voleybolcuları bir bir renklerine bağlayarak, ligde boy göstermeye başladılar.
Vakıfbank, 1992’den 2022 yılları arası 13 lig şampiyonluğuna ulaştı. Vakıfbank, ayrıca ilki 2011’de olmak üzere tam 6 kez Avrupa’da kadın voleybolunun en üst düzey kupası olan CEV Şampiyonlar Ligi’ni kazandı. Ayrıca 4 kez FIVB Kadınlar Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda birinci olarak dünyanın en iyi kadın voleybol takımı unvanını elde etti. Sarı-Siyahlılar 2014 yılında oynadığı ulusal ve uluslararası maçlarda üst üste 74 maçı kazanarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi başardı.
Kadın voleybolunda başarı sırası Fenerbahçe’ye gelmişti.
2010 yılında Katar’da düzenlenen Dünya Kulüplerarası Voleybol Şampiyonası’nda Fenerbahçe, dünya şampiyonu oldu ve bunu başaran ilk Türk kadın voleybol takımı olarak tarihe geçti. Sarı-lacivertliler 2011-2012 sezonunda ise CEV Şampiyonlar Ligi şampiyonu olarak Avrupa’nın zirvesinde yer aldı.
Bu üç kulübümüz öyle büyük zaferler elde ettiler ki, 2022-23 sezonunda CEV Kadınlar Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale kalan 4 takımdan 3’ü bu takımlarımızdı. O turnuvada Vakıfbank ile Eczacıbaşı final oynamış ve şampiyonluğu Vakıfbank kazanmıştı.

FİLENİN SULTANLARI SAHNEYE ÇIKIYOR

Eczacıbaşı, Vakıfbank ve Fenerbahçe’nin kadınlar voleybol takımlarının bu başarıları doğal olarak milli takımımıza da yansıdı.
2000’li yılların başından itibaren kadın voleybol takımımız, başarılı sonuçlarla dünyada isminden söz ettirmeye başladı.
2003 yılında Türkiye, Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nın ev sahibiydi. Voleybolcularımız sırasıyla Romanya, Sırbistan, Rusya ve Slovakya gibi ülkeleri 3-0 mağlup edince, bir anda dünyanın gündemine oturdu.
İkinci olarak tamamladığımız o şampiyonada maçları anlatan TRT spikeri Mustafa Yener’in ilk kez kullandığı “Filenin Sultanları” sözü çok beğenildi ve kısa zamanda milli takımın simgesi oldu.
Filenin Sultanları”nın isim babası Mustafa Yener’i 2017 yılında Türkiye Spor Yazarları Derneği asbaşkanı iken kaybettik.

ARTIK DÜNYANIN ZİRVESİNDEYİZ

Geldik bugüne.
Cumhuriyetin 100. Yıldönümünde kadın voleybolcularımız bugüne kadar hiç yaşanmamış, hiç yazılmamış bir başarı hikayesine imza attılar.
Filenin Sultanları önce geçtiğimiz temmuz ayında Milletler Ligi finalinde Çin’i 3-1 yendi ve dünyanın en iyi takımı unvanını elde etti. Milliler, bu zaferle tarihinde ilk kez dünya klasmanında birinci sıraya yükseldi.
Ardından ağustos ayı sonlarında Almanya ve Belçika’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda maç kaybetmeden Avrupa’nın zirvesine oturdu. Yendikleri takımlar arasında dünya devleri İtalya ve Sırbistan da vardı.
Bitmedi.
Bu iki büyük zafer kadın voleybolcularımıza yetmedi.
Filenin Sultanları geçtiğimiz eylül ayında da 2024 Paris Olimpiyat Oyunları Elemeleri’nde arka arkaya Porto Riko’yu , Bulgaristan’ı, Peru’yu, Arjantin’i, Brezilya’yı ve Japonya’yı yenerek, 6’da 6 yaptı ve olimpiyatlara katılmaya hak kazandı.
Millilerimiz bu karşılaşmayla birlikte galibiyet serisini 22 maça yükselterek kırılması çok zor bir rekora da imza attı.

ONLAR HEPİMİZİN 100 AKI

Bir yıl içinde çok önemli üç turnuvada üç şampiyonluk.
Bir çok ülkenin hayal bile edemeyeceği bir büyük zafer bu.
Kadınların zaferi.
Bugün Türkiye’de kadınlar açısından en popüler spor dalı artık voleybol.
Binlerce genç kızın rol modeli artık Filenin Sultanları.
Onların sayesinde kadın voleybolcu sayımız, erkeklerin iki katından fazla. Türkiye’de resmi verilere göre lisanslı erkek voleybolcu sayısı 139 bin 594 iken, kadın voleybolcu sayısı 300 bin 71.
Kadınların bu üstünlüğü başka hiçbir spor dalında yok.
Kim onlar?
Gizem Örge, Simge Aköz, Cansu Özbay, Melisa Vargas, Ayça Aykaç, Hande Baladın, Derya Cebecioğlu, Elif Şahin, Eda Erdem Dündar, Saliha Şahin, Zehra Güneş, Aslı Kalaç, İlkin Aydın ve Ebrar Karakurt.
Cumhuriyetin altın kızları.
Kadınlar, zorlu yolları bile gülerek yürüyebilir” derler.
Sabiha Rıfat Gürayman’dan Ebrar Karakurt’a 100 yıllık zorlu bir yürüyüş bu.
Onlar saha içi ve saha dışı tüm zorluklara rağmen gülerek yürüdüler bu 100 yıllık uzun yolu.
Sonunda cumhuriyetin 100. yılında milyonların 100’ünü güldürdüler.
Şimdi de Amerika’da Milletler Ligi’nde harikalar yarattılar.
Onlar bizim 100 akımız.
Selam olsun onlara.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

x